biz Taşoz deriz, Yunanlılar escort samsun ise Thassos . doğrusu
bu ikinci adlandırma şekli Halikarnas Balıkçısı namlı Cevat şakir Kababağaçlı’ya nazaran
Anadolu uyruklu
bir adlandırmadır. Balıkçı, -ssos şeklinde biten adların Eskimiş
Anadolu dillerine ait olduğunu söyler. Başlıkta bir Misket adası dedik, üzümü kastederek. Eskimiş
dönemlerde Taşoz adası, eskimiş
dönemler derken Truva Savaşı yıllarına işaret yapan
Mö 1200’lerden Bizans Dönemi’ne dek olan uzun yıl aralığında Misket üzümünün çokça yetiştirildiği bir coğrafya olmuş. şunu pek hayli
gezginin anılarından anlamaktayız. Adaya bugün gittiğimizde ise adeta bizim güneydeki Marmaris ormanlarında olduğu benzer çam ağaçlarının yüksekliği neredeyse göğü dahi
görmemize engel oluyor ve o efsanevi üzüm bağlarının adanın neresinde bulunduğunu merak etmeden edemiyoruz. Sahiden
de ada daha çok iri
ölçüde üzümün yetiştirildiği bir toprak parçası olmaktan çıkmış. samsun'dan en rahat
ulaşılan ada Taşoz Yunan adaları ortasında en kuzeyde, tarihsel Yunan Makedonyası’na en yakın olanı. Samsun’dan ulaşımı da en rahat
ada olduğu söylenebilir. Ayrıca eger Ipsala gümrük kapısı kalabalık imkansız
ise Taşoz’a gitmek ile Bozcaada’ya gitmek aralarında pek benzememe
bulunmuyor. Yunanistan sınırını geçtikten ardından
hepsi Kuzey Yunanistan’ı geçen Via Egnatia baştan başa
yaklaşık 1,5 saat batıya, Kavala’ya gerçek ilerleniyor ve Kavala’ya yaklaşık 30 km uzaklıkta ana yolda Keramoti çıkışından Ege Denizi’ne dürüst dönülüyor ve yaklaşık 20 dakika daha sonra
da Keramoti kasabasının iskelesine ulaşılıyor. Yaz sezonunda iskeleden her yarı
saatte bir feribot kalkıyor. Feribotlar bizim çanakkale ve Samsun Boğazları’nda çalışanlara hayli benziyor. Yarı
saatlik bir yolculuk beyleri Taşoz adasının kuzeyindeki Limenas kasabasına ulaştırıyor. Limenas, Yunanca’dan dilimize Liman gibi
geçmiş bir sözcük ve Yunanistan’da limana malik pek hayli
kente verilen bir isim. doğrusu
bu tip acemi kelimelerden türemiş, denizle interesan
savayı sözcükler de var. Mesela
iskele kelimesi de Latince ve Italyanca kaynaklı ‘scala’ şöyle ki ‘merdiven’den türemiş. Zira eskiden gemilere merdivenle binilirmiş. Neyse biz konumuza şöyle ki Taşoz adasına dönelim. Limenas’a varır varmaz bir nefeslenmek sanırım en düzgün
iş olur. Bu liman kenti bilhassa
arkanızı denize verdiğinizde sola düzgün
yürürseniz sana bir ada kasabasının güzelliğini yansıtıyor. Birkaç geleneksel mimariye malik yapı ve kahve var burada. Başka
gene
bu bölgede şöyle ki Limenas’ın merkezinde adanın en iyi restoranlarından birisi
olan Simi var. doğrusu
Simi adanın geri kalanı aynı olabildiğince turistik bir mekan olmakla hep beraber anlaşılan
bir kaliteye malik ve fiyatları da tabii biz Türklerin ucuz yerleri pek sevmediğimizi duymuş olacak; ucuz olmakla yanında
adanın geri kalanına nazaran
epeyce
pahalı. Gene
de bir gece
gitmeye değer bir mekân. Eger şimdiye kadar mütevazı bir gece
yemeği istek ederseniz adanın ana caddesinde (mağazalar ve restoranların olduğu tek cadde) irili ufaklı, mütenasip bütçeli lokantalar bulunuyor. limenas'ta Yunan Adası'nda olduğunuzu hissedersiniz Taşoz bir Yunan adasında pek de görmeye alışkın olmadığımız dek mavi
bir ada. Bu kavramda birazcık
bizim Gökçeada’ya benziyor. üstelik
fazla
da yeşili diyebiliriz. Yüzölçümü gibi
Gökçeada’dan birazcık
hatta büyük. Ege’deki hemen her
adalar olarak
epeyce dağlık bir yapıya sahip. Bu dağlık yapı da ormanlarla birleşince araya
hakiki
bir cennet köşesi çıkmış. Adanın yuvarlak yapısından ötür Limenas’tan hem sağa hem da sola gerçek çıkıldığında bir tam ada turu yapılabiliyor. Sağa gerçek çıkar çıkmaz merkezden 1 ile 3 kilometre uzaklaşıldığında çam ormanları ortasına pırıl pırıl iki plaj ve oteller görülüyor. Bu arada şunu söylemek gerekir ki oteller deyince pek bizdeki olarak
taze ve anlaşılan
bir lükse malik otel Taşoz’da bir yahut iki örnek dışında yok. Taşoz otellerinin çoğunun bizim pansiyonlar ayarında olduğunu söyleyebiliriz. Ama Yunanistan’a gidenler bilirler, bir Avrupa standardı var ve o sahiden
de standarttır. Kelime
konusu standart minimum kaliteyi garanti yapar
ve hayli ender örnekler haric fena
sürprizlerle yoğun
karşılaşılmaz. Limenas’dan sağa dedik, şu an
de sol tarafa, yazı Yunanca olduğundan eger okuyabilirseniz Panagia yönüne dönüp ilerlediğinizde evvel
son sınıf virajlı bir yol baştan başa
çam ağaçlarının göğe yükseldiği bir yol baştan başa
gidiyor ve adanın batı tarafından denizi uzaktan görürsünüz. Yokuş bitip denize dürüst alçalmaya başladığınızda ise adeta bir film seti olarak
bir kasabaya ulaşırsınız. Bu şirin yer Panaghia’dır ve Türkçemizde Panaya okunur. Pan, bütün
yahut her buyurmak olup, Aghia demek ki Aya sözcüğü ise aziz anlamına kazanç
(aynen Ayasofya, Ayazma sözcüklerinde olduğu gibi). Panaya her azizler anlamında bir sözcük. Bu harika kasabada her ne var. Pek tatlı frappé, demek ki serin
kahve yoksa Greek Coffee şöyle ki doğrusu
Turkish Coffee eden şirin kafelerden tutun birazcık
yoğun kremalı ama nefis tatlılar yapıp satan mekanlara dek
her şey. Hele tam ara
bölgede herkesin onu yediğine bakılırsa kuzu çevirmesiyle meşhur
pek bir mekan var ki tıklım tıklım. Hülasa hayli
mühteşem bir kasabadır Panaya. sevimli koy: Potamia (potamya) Kasabadan aşağı düzgün
yaklaşık 3 km takip edildiğinde Potamia’ya ulaşılır. Potamia su kenarı, su buyurmak (aynen Mezopotamya gibi). şurda da meso ya da mezo ara
anlamına geldiğinden, Dicle ve Fırat’ı kastederek suyun ortası anlamını görürüz. Bu yazının birazcık etimoloji dersi benzer olduğunun farkındayım ama ne yapayım, kelime anlamlarını açıklamadan duramıyorum. Evet, Potamya dedik. Burası doğrusu
uzun bir kıyı şeridine kurulmuş, ne bileyim benim göre
birazcık Assos kıyısını andıran epeyce turistik ama sevimli bir koy. Adanın doğuya bakan bu yüzünde Ege Denizi de olabildiğince dalgalı seyrediyor. Nefis
birkaç otelin bulunduğu bölgede zaten kum bir plaj ve deniz kenarında tavernalar bulunuyor. Adanın en nefis
plajlarından birisi
ise Potamya’dan arabayla yaklaşık 15-20 dakika yolda yerleşen Aliki Beach. Ismin sonuna gelecek
ki takısı Yunanca’da yar` yahut
-cik anlamına geliyor. Bu tatlı plajın tek nedeni
hayli
kalabalık olması. Dolayısıyla erken
çabuk
gitmekte yarar var ve bütün
zamanı
geçirmeden en geç öğle saatlerinde buradan ayrılmak en iyisi. özetle Taşoz son kalite keyifli, epeyce
huzurlu ama bolca turistli bir ada. Başlığımızda ‘bir Misket Adası’ dedik. Okey
Bizans ve Osmanlı’da Taşoz Misket üzümüyle bilinirmiş. Ne var ki daha çok evlerin bahçeleri dışında görünmüyor bu güzel kokulu üzüm. Murat Yankı